14 yaşındaki kız çocuğuna toplu tecavüz davasında tartışılacak karar

TAKİP ET

Diyarbakır'da ilkokul 8. Sınıf öğrencisi yüzde 50 zihinsel engelli 14 yaşındaki kız çocuğu F.B'nin babası öldükten sonra kimsesiz kaldığı için toplu tecavüze uğradığı dava 8 yıl sonra karara bağlandı. Mahkeme tüm sanıklar hakkında beraat kararı verdi.

Diyarbakır'ın Kulp ilçesinde aralarında kamu görevlilerinin de bulunduğu 21 kişinin ayrı ayrı tecavüzüne uğrayan 14 yaşındaki zihinsel engelli F.B ile ilgili dava 8 yılın ardından beraatla sonuçlandı.

Sözcü'de yer alan habere göre; Pedagoglar eşliğinde kendisine zorla tecavüz eden sanıkları isim isim teşhis eden F.B'nin mahkeme ifadesi şöyle:

- E.Ş: Her seferinde zorla tehdit ve şantajla bana tecavüz etti. Gelmezsen ailenden birine zarar veririz dedi. Gitmediğimde yolda yürürken üzerime araba sürüp ezmeye çalıştı.

- M.S: Kırtasiyecidir. Tehditle beni ıssız yerlere götürüyordu. Sayısını hatırlamıyorum, ancak 6 kez benimle cinsel ilişkiye girdi.

- B.B: Kendi evine götürüp 2 kez ilişkiye girdi

- Y.A: Evin damında benimle 3 kez ilişkiye girdi. Yanında bir kişi daha vardı, onu tanımıyorum, o da benimle ilişkiye girdi. Annem bana neden dışarı çıktığımı soruyordu. Bende hava almaya çıktığımı söylüyordum. Çünkü babamın ölümünden sonra ailemi öldüreceklerini söylüyorlardı.

- R.E: Beni bıçakla tehdit edip şantaj yaparak zorla PTT binasının arkasında cinsel ilişkiye girdi. Bir defasında da PTT'nin arkasında minare denilen ıssız bir yere götürüp tecavüz etti, Burası bağırsanız da kimsenin duyabileceği bir yer değil. Uyuşturucu kullananların gittiği bir yerdir.

"ÜZERİMDE SİGARA SÖNDÜRÜP KEMERLE DÖVDÜLER"

- M.Y: Issız bir yerde bana tecavüz etti, sonra PTT arkasındaki minarenin orada benimle 4 kez tehdit ve şantajla ilişkiye girdi.

- S.A: Anadolu lisesinin önünde yürürken beni görünce ağzımı kapatarak beni orada bulunan bir evin damına çıkarıp tecavüz etti. Hastanede çalışan arkadaşı S.E'yi de çağırdı. İkisi de uyuşturucu içtikten sonra bana zorla tecavüz ettiler.

- A.K: Beni eve kapatıp kemerle bağladıktan sonra 2 kez tecavüz etti. Bir kez de ıssız bir yerde araç içinde bana tecavüz etti.

- S.E: Beni bir evin damına çıkarıp 3 kişi ile birlikte zorla bana tecavüz ettiler. Ağzımı yazma ile bağladılar. Gece olunca beni minare dediğimiz yere götürdüler. Burada ateş yakıp bira içtiler. Ben ağlayıp eve gitmek istedim, onlarda beni Diyarbakır'a götüreceklerini söyledi. Sonra başka zaman kendileriyle gideceğimi söyleyip kendilerini kandırıp eve gittim ve bir daha dışarı çıkmadım.

- H.Ç: Kendisiyle kaç kez ilişkiye girdiğimi hatırlamıyorum. Beni Kulp çayı kenarına götürüp tecavüz ediyordu. Bir gün bana tecavüz etti, sonra yanındaki 3 kişi sırayla bana tecavüz etti. Beni başkalarıyla ilişkiye zorluyordu, ilişkiye girdikten sonra bana eziyet ediyorlardı. Üzerimde sigara söndürüp dövüyorlardı. Eve gitmek istediğimde kemerle beni dövüyorlardı. Anneme, ağabeyime zarar vereceklerini söylüyorlardı. Annemin dikkatini çekmişti, neden bu haldesin, nereye gidiyorsun diye sordu.

Sanıklar ve aileleri beni şikayetimden vazgeçirmek için tehdit ediyorlar. 1 kişi hariç tüm sanıkları emniyet müdürlüğünde teşhis ettim ve hepsi bana ayrı ayrı tecavüz ettiler. Bana tecavüz olayları babamın ölümünden 2 ay sonra başladı.

"OKUL ÖNÜNDEN ALIP İNŞAATLARA GÖTÜRDÜLER"

Bana tecavüz edenler beni zorla başkalarıyla birlikte olmaya zorlayarak birbirlerine para karşılığı pazarlıyordu. Bir gün içinde defalarca tecavüze uğradığım oldu. Karnıma bıçak dayayıp beni götürüp ilişkiye giriyorlardı. Hiç hamile kalmadım. H.Ç bana 25 kez tecavüz etti. Beni okul önünden alıp inşaatlara, tenha yerlere götürüp defalarca tecavüz ettiler. Çünkü beni her tehdit eden kişi, bir önceki gün bana tecavüz eden kişinin adını verip onunla birlikte olsun, benimle de olacaksın diyerek tehdit ve şantajda bulunuyordu.

"BAZEN 3'ER 4'ER KİŞİ BENİMLE BERABER OLUYORDU"

Bazen 3'er 4'er kişi birlikte benimle beraber oluyordu. Arkadaşım N.Y'nin de tecavüze uğramasıyla polise giderek şikâyetçi oldum. Annemi dövdüler, şikayetten vazgeçmesi için para teklif ettiler. Yurtta kalmak istemiyorum, beni annemin yanına gönderin.

VÜCUDU DARP İZLERİYLE DOLUYDU

F.B'nin öğretmeni A.C mahkemedeki ifadesinde, "Bizim öğrencimizdir, zihin problemiyle ilgili rehabilitasyon merkezine gelirdi. Beni çok sevdiği için ders dışında da beni ziyarete gelirdi. Sürekli uzun kollu ve etek giyinirdi. Son dönemde başını da kapatmıştı. Özellikle sağ kolu omzuna kadar darp iziyle doluydu. Sağ elinin üstünde bileğe kadar çizikler, boynunda morluklar ve tırnak izleri vardı. Darp izlerinin ağabeyinden kaynaklandığını söylüyordu. Vücudundaki morluklar 2-3 haftada bir oluyordu" dedi.

SANIKLAR "İFTİRA KURBANIYIZ" DEDİLER

Sanıkların tümü F.B'yi tanımadıkları, kendisiyle cinsel ilişkiye girmediklerini belirterek iftira kurbanı olduklarını belirterek beraatlarını istedi. Geriye dönük HTS kayıtlarını inceleyen mahkeme, sanıkların birçoğunun mağdur kızın annesini defalarca aradıkları tespit edildi.

SAF ÇOCUKSU VE ÇABUK KANDIRILABİLİR KİŞİLERDENDİR

Çocuk izleme merkezindeki uzman psikolog tarafından tutulan gözlem raporunda, F.B'nin normal mental kapasiteye sahip olmadığı, zeka yaşının gerçek yaşına uygun olmadığı, gerçek yaşından daha düşük bir zekaya sahip olduğu, saf ve çocuksu diye tabir edilen kişilerden olduğu, çabuk kandırılabilir olduğu bildirildi. Gerçeği ve geleceği ayrıntılı irdeleme ve planlamada zorluk yaşayan, düşünce sürecinde istikrarsızlık yaşayan, çevrede tembel, haylaz, dikkatsiz olarak bilinen kişilerden olduğu, gerçeği algılamada zorluk çektiği, anlattıklarının gerçek olabileceği, çevredekiler tarafından kandırılmış olabileceği, cinsel istismara uğramış olabileceği ifade edildi.

Adli tıp kurumunca iç beden muayenesinde ise, mağdurun kızlık zararının yırtık olduğu, anal bölgeden de livataya maruz kaldığı ve eski yırtık olduğu rapor edildi. Akran ilişkilerinde kısıtlılık yaşadığı, entelektüel kapasitesinde kısıtlılık olduğu, öz bakım becerilerinde kısıtlılık olduğu, hafif düzeyde mental retardasyon olduğu, engelli durumunun tüm bunlar dikkate alınarak yüzde 50 olduğunun tespit edildiği, maruz kaldığı cinsel istismara ilişkin, fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişmediği bildirildi.

UZUN ZAMAN GEÇMİŞ İFADELERİ ÇELİŞKİLİ

Savcı mütalaasında tüm sanıkların delil durumuna göre, çocuğun nitelikli cinsel istismarı ve cebir, şiddet, hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun bırakmak suçundan cezalandırılmalarını istedi. Mahkeme, tanık ifadelerinin görgüye dayalı olmadığını, mağdur kızın ifadelerinin ise birbiriyle çeliştiğini, cinsel istismarın kesin tarihlerinin belirlenemediğini belirtti.

Mağdurun birden fazla tecavüze uğradığı tarihteki yaşı göz önüne alındığında olayın uzun zaman sonra adli makamlara intikal etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu vurguladı. Mahkeme, suç tarihi ile şikâyet tarihi arasında uzunca bir süre geçtiğini, mağdurun ifadelerinin somut delillerle desteklenmediğini, çelişkili ve soyut ifadeleri dışında somut ve ikna edici sanıkların cezalandırılmalarına yeterli delil bulunmadığını kaydetti.

Mahkeme, ATK raporuna göre anal; vajinal bölgedeki yırtık ve cinsel istismar bulgularının sanıklarca işlendiğine dair delil bulunmadığına vurgu yaparak, bu tespitlerin kendi başına sanıklarla ilişkilendirilemeyeceğinin altını çizdi.

RUH SAĞLIĞINI BAŞKALARI DA BOZMUŞ OLABİLİR

Sanıklara ait biyolojik bulguların elde edilmediğini, zira istismar olayının sanıklar haricinde başkaca kişiler tarafından da işlenmiş olabileceğine dikkat çekildi. Mağdurun sanıkları tümüyle de teşhis edemediğini belirten mahkeme, ruh sağlığının bozulduğuna dair rapor alınmış olsa da, ruh sağlığı bozukluğunun başka şekil ve kişilerle ilişkili olarak da meydana gelmiş olabileceğinin muhtemel olduğunu kaydetti. Sanıkların suçu işlediklerine dair şüpheden uzak kesin bir delil bulunmadığını bildiren mahkeme, aksi halde masumiyet karinesi ve lekelenmeme hakkına aykırılık olacağı ifade edildi. Kuşkulu iddiaların, sanığın aleyhine yorumlanamayacağını belirten mahkeme, ceza yargılamasının en önemli amacı olan maddi gerçeğe ulaşma gayesi nazara alındığında yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak ceza verilemeyeceğinden tüm sanıkların ayrı ayrı beraatlarına karar verdi. Mahkeme, kendini avukatla temsil eden sanıklara 29.800'er lira da vekâlet ücreti ödenmesine hükmetti.

ÜYE HAKİM MUHALİF KALDI: DELİLLER SABİT CEZA OLMALI

Üye hakim ise sanıkların cezalandırılması gerektiği yönünde karara muhalefet şerhi yazdırdı. Hakim, mağdurun ruh sağlığının bozulduğu ve istismara uğradığının ATK raporuyla sabit olduğunu, ayrıca zihinsel engelli olmasına rağmen beyanlarına itibar edilebileceğine dikkat çekti. Tecavüze uğradığı tarihte 15 yaşından küçük olduğunun kemik yaşıyla da tespit edildiğini, teşhis ve ifadelerine göre sanıkların cezalandırılmaları gerektiği için karara katılmadığını vurguladı. Dosya bölge istinaf mahkemesine gönderildi.